Page 2 - Gümüşhane Vizyon
P. 2
AHMED ZİYAÜDDİN GÜMÜŞHÂNEVÎ (K.S.) - 7
SEYAHATLERİ VE EVLİLİĞİ
Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî hazretleri, ömründe iki defa hacca gitti. Birinci yolculuğunda İskenderiye
ve Mısır’a uğradı. Buradaki enbiyâ ve evliyâ kabirlerini ziyaret etti. Bir buçuk ay süren bu ziyaretinde Mevlânâ
Hâlid-i Bağdâdî’nin sohbetiyle şereflenenlerden Küçük Âşık Efendi ile sohbette bulundu. İlk haccından sonra
63 yaşında iken Şeyhülharem-i Nebevî Mehmed Emin Paşa’nın kızı Havva Seher Hanım’la evlendi. Hanımı
kendisinden 18 sene sonra bu dünyadan ayrıldı.
İkinci hac yolculuğuna ailesiyle beraber çıkmış, Mekke ve Medine’de pek çok kişi ile görüşmüştür. Bunlardan
bazılarına hadis okutmuş, bazılarına da tarikat telkininde bulunmuştur. Hac dönüşünde Mısır’a uğramış ve
burada üç yıldan fazla kalmıştır. Bu süre zarfında Tanta, Kahire, Nâsıriyye, Câmiu’l-Ezher ve Seyyidinâ Hüseyin
câmilerinde Râmûz okutmuş, beş kişiye de tarikat hilâfeti vermiştir.
ŞEMÂİLİ
Son zamanlarında yaşı çok ilerlediği için vücudunda zayıflık hasıl olmuştu. Bir şeye dayanmadan oturamıyor,
âsasız yürüyemiyordu. Konuşmasını ise ancak sohbetlerine müdavim olanlarla, konuşma tarzına alışık olanlar
anlayabiliyordu.
Bütün mecalsizliğine rağmen, gözünden fışkıran feyz nuru, yüzünde parlayan müşâhede-i cemâl tecellîsi
müridleri üzerinde aynı şekilde aşk, vecd, ızdırap ve hararet meydana getiriyordu. Ömrünün sonlarına doğru
görenlerden nakledildiğine göre şemâili şu şekildeydi:
Dengeli ve uzuna yakın orta boylu, yanakları kırmızı, beyaz yüzlü, orta kısmı hafifçe yüksek çekme burunlu,
çatık kaş ve açık alınlı, sağ ve sol gözünün altında birer siyah ben bulunan yuvarlak yüzlü, siyah ve iri gözlü,
başı devamlı traşlı ve beyaz sakallı bir zât idi. Başlarına Nakşî tâcı ve beyaz imame sarar, cübbe, hırka ve uzun
entari giyerdi. Ayağında devamlı ayakkabı bulunur, siyah renge hiç rağbet etmezdi. Yazları beyaz, kışları da yeşil
renkli elbise giymeyi tercih ederlerdi.
VEFATI
Gümüşhânevî hazretleri, 7 Zilkâde 1311/13 Mayıs 1893 senesinde sabahleyin saat on sularında ansızın
gözünü açıp “Hepsini isterim yâ Kibriyâ’!” diyerek dâr-ı bekâya irtihal eylemiştir. Kabri, Süleymaniye Camii
avlusunda Kânûnî Sultan Süleyman Türbesi’nin kıble tarafındadır. Yanlarındaki kabirde zevceleri Havva Seher
Hanım yatmaktadır.
Devam Edecek